-
1 as close as possible
mümkün olduğunca yakın -
2 as fully as possible
mümkün olduğunca tamamen -
3 as close as possible
mümkün olduğunca yakın -
4 as fully as possible
mümkün olduğunca tamamen -
5 possibly
adv. belki, olabilir, mümkün olarak, mümkün olduğunca* * *belki* * *1) (perhaps: `Will you have time to do it?' `Possibly.') belki2) (in a way or manner that is possible: I'll come as fast as I possibly can; I can't possibly eat any more; Could you possibly lend me your pen?) elverdiğince, mümkün olduğunca -
6 possible
-
7 насколько
ne kadar* * *ne kadar / denli; ne dereceнаско́лько изве́стно — bilindiği kadarıyla
наско́лько возмо́жно — mümkün olduğunca / olduğu kadar
наско́лько возмо́жно подро́бнее — olabildiğince ayrıntılı biçimde
я помогу́ наско́лько суме́ю — elimden geldiğince yardım edeceğim
наско́лько справедли́во э́то утвержде́ние? — bu iddia ne dereceye kadar doğrudur?
-
8 make the best of it
(to do all one can to turn a failure etc into something successful: She is disappointed at not getting into university but she'll just have to make the best of it and find a job.) elindekinden mümkün olduğunca yararlanmak; onlardan en iyi şekilde istifade etmek -
9 press home
ileri sürmek, iddia etmek, saldırmak, mümkün olduğunca faydalanmak -
10 to the utmost
son derece, alabildiğine, mümkün olduğunca, sonuna kadar -
11 with all possible dispatch
adv. mümkün olduğunca hızlı -
12 press home
ileri sürmek, iddia etmek, saldırmak, mümkün olduğunca faydalanmak -
13 to the utmost
son derece, alabildiğine, mümkün olduğunca, sonuna kadar -
14 with all possible dispatch
adv. mümkün olduğunca hızlı -
15 any
herhangi bir, bir; hiç; mümkün oldugunca çok; her, birisi, biri, kimse; herhangi birisi, birazcik olsun, biraz da olsa, azicik; hiç
Перевод: со всех языков на турецкий
с турецкого на все языки- С турецкого на:
- Все языки
- Со всех языков на:
- Все языки
- Английский
- Турецкий